Yıl 1996. O sıralar daha yeni yeni alıştığım Quake adlı oyuna çok sarmıştım. Malum ilk olarak gördüğüm ise Duke Nukem 3D idi. Bu tarzda oyunlar aslında o zamanlar çok popülerdi. Resident Evil 1 – İnceleme yazımda değineceğim.
Belki de o zamanlar 8 MB ekran kartları büyük lüks olsa da, aslında aradığımız bir farklı oyundu. Farklı bir platform, farklı bir macera. Sonrasında bir oyun gördüm ki, gerçekten kendimi alamadım demosunu izlerken. Tabi o zamanlar ne YouTube var, ne de Google. Alta Vista arama motorumuz, dükkanlardaki televizyonlar da bizim şu anki seyyar Youtube platformlarımızdı.
Atari salonlarının sonu, konsolların piksel piksel olsa da popüler olduğu zamanlar. Belki de herkesin artık Super Mario oynamaktan kusma derecesine geldiği yıllar. Bilirsiniz eğer ki eski tip konsolunuz varsa, o dönemlerde misafir geldiğinde ilk söylenen teklif şuydu akranlarınıza ; “kanka gelde bir ağzını burnunu kırayım şu Street Fighter‘da”. İddialar, kapışmalar belki de sabahlara kadar sürerdi. Hele ki o Kontorland yok muydu? Ah eskilere gittim birden.
İzlediğim video aklımda bir döngü oluşturdu. Dedim nasıl edinebilirim ben bu oyunu. O zamanlar korsan oyun olayı sıradan, herkesin ekmek alır gibi aldığı yasal bir olaydı. Tabi Capcom‘da ülkemizi öncü bölge olarak görmediğinden de, orijinal oyun bulma konusu da zordu. Sonuçta o zamanında hükümeti ve dış ticaret düzenlemeleri konusunda da sıkıntılar mevcuttu. O sıra Ankara‘da oturuyordum. Gittim bizim Japon Oyuncak Sarayı (Kızılay‘daki tüp geçitteki)’na ve bu oyunu istedim.
Tabi bende o zamanlar Playstation vardı. Orijinal olarak almıştım ve 50$ ödemiştim (348$’a almıştım konsolumu ve o zaman bu dövizin karşılığı ise 48 TL idi. Oyunun o zamanki TL karşılığını siz hesaplayın). Eve geldim, koydum konsola ve başladım yavaş yavaş oyunun yüklenmesine. İlk defa bu kadar farklı bir oyun görmüştüm. Oyuna başladım ve bitmeyen günler peşi sırasınca gelmeye başladı.
Aslında tam bir roman havasında yapılmış hikayesi, filmlerden devşirme olan oyun videoları, zombi kavramı konusunda gerçekten ciddi bir oyun çalışması Resident Evil 1. Sadece 2 karakter ile oynayabildiğiniz oyunda, ilerlediğiniz sürede bitmeyen büyüklükte bir evde zombiler ve yaratıklarla savaşmak, o zamanın gerçekten efsane olacağı konusunda sinyallerini veriyordu.
Zaten efsane de oldu. Oyunda diğer piksel piksel olan konsol ve bilgisayar oyunlarından farklı, bizzat sanat şaheseri çizimleri ve grafikleri, müziklerinin klasik müziğin harmanlamasıyla oyuna gerçekten büyük uyum sağlayan bence gelmiş geçmiş en iyi zombi oyunları arasında ilk sıradadır.
Oyunun şu sıra Re-Make versiyonunu Capcom duyurmuş olsa da, emin olun bu ilk serinin tadını, zevkini Re-Make den alamazsınız. Diğer yandan zaten Re-make de bir çok şey de kırpılmış durumda. Çünkü Re-Make yapılırken, Game Cube versiyonu ele alınarak bilgisayar platformuna uygulandı. Çünkü o sırada Playstation 2 piyasadaydı ve Re-Make sadece Nintendo Game Cube için yapılmıştı.
O yüzden aklınıza koyduysanız ve oynamak istiyorsanız, ilk versiyon olan Resident Evil 1‘i bir yerlerden bulun ve gerçek Resident Evil senaryolarını birleştirmeye hazır olun. Oyunun anlatımı sitede mevcut. Eğer ki takıldığınız bir yer olursa ya da sorularınız olursa da lütfen çekinmeyin. Her zaman iletişim kısmındaki e-posta adresinden de sorularınızı bana gönderebilirsiniz.
Not: Oyunun eski olması hasebiyle de sizlere çok fazla görüntü paylaşamıyorum. Malum bazı emulatörler de büyük boyutlarda görüntüleri alabilmek için çözünürlük konusunda da sorunları mevcut. Şimdilik verdiklerime bir bakın. Olmadı Youtube’daki videoları arayıp oyun içi görüntüleri de bulabilirsiniz.
İyi oyunlar…
Oyundan Kareler
