Matrix filminin hazmı daha yapılmamış bir zamanda, güzel bir fikir ile sağlam hikayeyi harmanlayan oyun yapımcısı Remedy Entertainment, gerçekten güzel bir oyun karşımıza getirmişti. Max Payne – İnceleme yazımda değineceğim. O zamanlarda tabii ki bu tür oyunlar çok fazla bilgisayar platformu olarak mevcut değildi.
En güzel oyunlar sadece konsol diyebileceğimiz oyun makinelerinde mevcuttu. Ama bu oyun konsol oyun makinelerini bile geride bırakacak bir sistemle oynanabiliyordu. Şu an Steam‘de gördüğünüz minimum sistem gereksinimleri o zamanlarda yarı yarıya idi. Yani 16 Mb ekran kartı yerine 8 MB Opengl destekli bir kart ile de oynayabiliyordunuz. Tabi en az İntel Pentium 3 bir işlemci ile.
Fakat oyun sisteminin gereksinimleri bir yana dursun, oyundaki hikaye yıllar sonrasında sinemaya bile uyarlanacaktı. Öyle de oldu da aslında. Çok büyük bir ses getirse de, sonraki 3-5 yılda çok hızlı yaşanan teknolojik gelişmeler dolayısı ile bir süre de rafta kaldı ikinci oyunu.
Yine de her oyun severin aklında “Max Payne” bir yer etmişti. Sonuçta ilk defa Matrix filminin o Slow-Motion kamera teknolojisini kullanan ilk oyun olmuştu. Evet oyunda aldığınız hareket durumuna göre kurşunlardan kaçabiliyorsunuz. Bu da oyuncuların çok sık karşılaştıkları bir şey değildi o zamanlar.
Yalnız şu sırada hala satışta olan Max Payne, ne yazık ki Windows 7 işletim sisteminiz yok ise veya Windows XP işletim sistemine sahip değilseniz oynayamıyorsunuz. Evet Satıcının sayfasında özellikle bunu belirtmiş olması da gerçekten acı bir durum. Bundan 20-30 yıl öncesine ait olan oyunlar bile konsol-port ya da emülatör ile tekrar günümüze uyarlanabilirken, sanırım bu firma tembelliğinden olsa gerek, oyuncuya bu konudaki uyarısını yapıp üzerinden sorumluluğu atmayı öngörmüş. Bu da büyük bir hayal kırıklığı diyebiliriz aslında.
Oyundaki baş karakter Max, aslında bir polis ve kendisi dürüst bir polis olduğu için, kirli polisler tarafından ailesi katledilerek oyuna başlıyorsunuz. Tabi her ipucu sizi farklı bir noktaya götürüyor. Bu da zaten olayların karmaşasından çıkmanız için elinizdeki tek amaç ; İntikam! Bu şekilde başlıyor olsa da oyun, grafikler ve modellemeler konusunda zamanına göre gerçekten devrim niteliğinde.
Sakın aman zamanımıza göre olan teknolojiler ile kıyaslamaya kalkmayın. Bunu yaparsanız hem oyuna haksızlık etmiş olur, hem de oyunlar konusundaki zaman çizelgesinde yanlış yere saptığınızın ispatı olur. Bu da bilenlerin yanında konuştuğunuzda, kendi kendinizi rezil edeceğiniz anlamına gelir ki hiç de hoş bir durum olmaz. Neyse ki eski zamana göre olsa da, hikayesi ve kurgusu ile Max Payne, gerçekten bir baş yapıt. Filmini de bulursanız izleyin derim.
Polisiye çatışma ve macera seven oyuncular için biçilmiş kaftan olmasının yanı sıra, devam oyunlarıyla da sizi ekrana bağlayacak güzel bir yapım demek yanlış olmaz. Müziği de acıklı ama oyun içi bazı replikleri de bir çizgi roman okurcasına karşınıza sunuluyor. Bu da az olan şirinliği oyun içerisinde yaşamanız anlamına geliyor.
Oyun içi silahların da çok çeşitli olması da büyük avantaj. Duvarlardaki kaplamaları indirmenizden tutun da, duvardaki kurşun deliklerini bariz bir şekilde görebileceğinize kadar detaylı bir modelleme yapmışlar. Neyse daha detay vermeden alın oyunu oynayın derim. Ekrana bağlanacaksınız.
İyi oyunlar…
Oyundan Kareler
